Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk döneminde başlayıp yetişkinlikte de devam edebilen nörogelişimsel bir bozukluktur. Temel olarak dikkatini toplamada güçlük, aşırı hareketlilik (hiperaktivite) ve dürtüsellik olarak üç belirgin belirtiden oluşur. DEHB’li bireyler, günlük yaşamlarında ve sosyal ilişkilerinde çeşitli zorluklarla karşılaşabilirler. Bu bozukluk, bireyin akademik performansını, iş hayatını, ilişkilerini ve kişisel gelişimini doğrudan etkileyebilir.
DEHB’nin Temel Özellikleri
Dikkat Eksikliği:
Detaylara önem vermeden hızlıca geçmek
Görev veya etkinlik sırasında dikkati sürdürmekte zorlanmak
Unutkanlık, eşyaları sık sık kaybetme
Dinlerken veya okurken kolayca başka şeylere yönelmek
Hiperaktivite (Aşırı Hareketlilik):
Yerinde duramama, sürekli hareket etme isteği
Uzun süre oturma gerektiren durumlarda rahatsızlık hissetme
Sessizce oyun oynama veya etkinlikte bulunmada güçlük
Enerjiyi kontrol etmede yaşanan zorluklar
Dürtüsellik:
Karşıdakinin sözünü kesme, sırasını beklemekte güçlük
Aceleci davranışlar, düşünmeden hareket etme
Sonuçları değerlendirmeden karar verme
Her bireyde bu belirtilerin şiddeti ve türü farklı şekillerde görülebilir. Bu nedenle DEHB, “dikkat ağırlıklı”, “hiperaktivite-dürtüsellik ağırlıklı” veya “birleşik tip” olarak sınıflandırılabilir.
DEHB’nin Nedenleri
DEHB’nin kesin nedeni hala tam olarak bilinmemekle birlikte, pek çok araştırma genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucunda ortaya çıktığını göstermektedir.
Genetik Faktörler: Ailede DEHB öyküsü varsa, çocukta görülme olasılığı önemli ölçüde artar.
Beyin Yapısı ve İşlevi: Beyindeki bazı kimyasal iletici maddelerin (nörotransmiterler) dengesizliği ya da beyin bölgelerinin yapısındaki farklılıklar DEHB’ye katkı sağlayabilir.
Çevresel Etkenler: Gebelikte sigara ve alkol kullanımı, erken doğum, hamilelik sırasında yaşanan birtakım komplikasyonlar veya kurşun maruziyeti gibi çevresel faktörler de riski artırabilir.
Bu faktörlerin yanı sıra, çocuğun eğitim ve yetiştirilme tarzı DEHB’nin ortaya çıkmasında tek başına bir neden olarak görülmese de belirtilerin şiddetini ve gidişatını etkileyebilir.
Belirtiler ve Yaşa Göre Görünüm
Okul Öncesi Dönem (3-5 Yaş): Aşırı hareketlilik, sık sık öfke nöbetleri, dikkat süresinin çok kısa olması gibi davranışlar görülebilir. Ancak bu yaş grubundaki doğal gelişim özellikleriyle karıştırılabileceği için tanı koymak güçleşir.
İlkokul Dönemi (6-11 Yaş): Akademik görevleri yerine getirirken zorluk yaşama, sınıfta yerinde duramama, ödev yaparken çabuk sıkılma ve unutkanlık gibi belirtiler daha belirgin hale gelir.
Ergenlik Dönemi (12-18 Yaş): Dürtüsellik, riskli davranışlar, planlama becerilerinde zayıflık ve sosyal ilişkilerde zorluk yaşanabilir. Hiperaktivite yerini daha çok iç huzursuzluğa bırakabilir.
Yetişkinlik Dönemi (18 Yaş ve Üstü): Odaklanmada güçlük, organizasyon problemleri, zaman yönetimi sıkıntıları ve duygusal dalgalanmalar devam edebilir. İş hayatında ve sosyal ilişkilerde problemler yaşanabilir.
Tanı Süreci
DEHB tanısı konulurken, bir çocuğun ya da yetişkinin bu belirtileri ne kadar süredir ve hangi ortamlarda yaşadığı değerlendirilir. Tanı koymak için aşağıdakilerin dikkate alınması önemlidir:
Öykü Alma: Kişinin ya da çocuğun davranışları, akademik ve sosyal geçmişi hakkında ayrıntılı bilgi toplanır. Aile, öğretmen ve yakın çevreden de geribildirim alınır.
Gözlem ve Klinik Değerlendirme: Uzman (çocuk psikiyatrisi, psikolog, psikolojik danışman vb.) tarafından bireyin belirtileri gözlemlenir, testler ve ölçekler uygulanabilir.
Eşlik Eden Durumların İncelenmesi: Kaygı bozuklukları, öğrenme güçlüğü, depresyon gibi eşlik eden rahatsızlıklar da olup olmadığı araştırılır.
Süre ve Ortam: Belirtilerin en az 6 ay süreyle gözlemlenmesi ve farklı ortamlarda (örneğin hem evde hem okulda) görülmesi gerekir.
Tanı süreci yalnızca uzmanlar tarafından yürütülmeli, kesin değerlendirme bir uzman hekim tarafından yapılmalıdır.
Tedavi ve Destek Yöntemleri
DEHB yönetiminde genellikle birden fazla yöntem bir arada kullanılır. Bunların kombinasyonu, her bireyin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir.
İlaç Tedavisi: Hiperaktivite ve dikkat eksikliği belirtilerini kontrol altına almak için uyarıcı ilaçlar (metilfenidat türevleri vb.) ya da non-stimülan ilaçlar (atomoksetin vb.) kullanılabilir. İlaç tedavisinin, doktor kontrolünde ve düzenli takiple yürütülmesi çok önemlidir.
Psikoterapi ve Danışmanlık:
Davranış Terapisi: Uygun davranışları güçlendirmek, istenmeyen davranışları azaltmak için ödül-ceza gibi yöntemler ve stratejiler içerir.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Bireyin düşünce kalıplarını ve davranışlarını yeniden yapılandırmasına yardımcı olur.
Aile ve Okul İş Birliği: Ailenin ve öğretmenlerin, çocuğun ihtiyaçlarına duyarlı olması, ortak stratejiler geliştirmesi önemlidir.
Eğitsel Düzenlemeler ve Özel Eğitim:
Sınıf içinde dikkat dağıtıcı unsurları azaltmak
Ek çalışma süreleri tanımak
Görevlerin küçük adımlara bölünmesi
Gerekirse bireyselleştirilmiş eğitim programları (BEP) uygulamak
Yaşam Tarzı Düzenlemeleri:
Düzenli Uyku ve Beslenme: Kafein ve şeker tüketimini sınırlamak, düzenli uyumak
Fiziksel Aktivite: Spor ve egzersiz, fazla enerjiyi atmaya ve stresi azaltmaya yardımcı olur.
Organizasyon Becerileri: Notlar, hatırlatıcılar, takvim kullanımı gibi araçlarla planlama ve zaman yönetimi becerilerini desteklemek
DEHB’li Bireyler İçin Öneriler
Kısa ve Net Yönergeler Verin: Uzun ve karmaşık açıklamalar yerine, kısa cümleler ve net talimatlar sunmak, odaklanmayı kolaylaştırır.
Geri Bildirimde Bulunun: Başarıları ve olumlu davranışları anında takdir edin. Olumsuz durumlarda ise sakin ve yapıcı bir yaklaşım sergileyin.
Enerjiyi Pozitif Yöne Aktarın: Çocuğun ilgi duyduğu bir spor veya sanat etkinliği, enerjiyi doğru kanallara yönlendirmeye yardımcı olur.
Liste ve Takvim Kullanın: Yapılacaklar listesini hazırlamak, haftalık veya aylık takvimlerle görevlerin takip edilmesini sağlamak büyük kolaylık sağlar.
Molalara İzin Verin: Uzun süren ders veya çalışma süreçleri yerine, düzenli kısa molalar planlayın. Böylece dikkatin daha iyi toplanması sağlanır.
DEHB’nin Toplumsal Etkileri ve Farkındalık
DEHB, bireyin eğitim sürecinde ve toplumsal hayatta çeşitli zorluklar yaşamasına yol açabilir. Okul başarısında düşüş, sosyal ilişkilerde problemlerin yanı sıra ilerleyen yaşlarda mesleki anlamda da güçlükler görülebilir. Bu nedenle toplumda DEHB konusunda farkındalık yaratmak ve gerekli desteği sağlamak büyük önem taşır. Okulların, ailelerin ve sağlık profesyonellerinin iş birliği, DEHB’li bireylerin potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına ve topluma aktif şekilde katılımlarına yardımcı olacaktır.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk çağında sıkça görülen, ancak yetişkinlikte de etkilerini sürdürebilen bir nörogelişimsel bozukluktur. Dikkat dağınıklığı, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik gibi belirtiler bireyin hem sosyal hem de akademik hayatını zorlayabilir. Bu nedenle erken tanı, uygun tedavi ve destek yöntemlerinin uygulanması çok önemlidir.
DEHB yönetiminde ilaç tedavisi, psikoterapi, eğitsel düzenlemeler ve yaşam tarzı değişiklikleri bir bütün halinde ele alınmalıdır. Aile, okul ve sağlık profesyonelleri arasındaki koordinasyon, DEHB’li bireylerin güçlüklerle başa çıkmasında kilit rol oynar. Doğru yaklaşımlar ve düzenli takip sayesinde, DEHB’li bireyler günlük yaşamlarını daha verimli, başarılı ve mutlu bir şekilde sürdürebilirler.